10 Haziran 2018 Pazar

Kral Çıplak: 360° Performans Değerlendirme Sistemi


360 Derece Performans Değerlendirme Sistemi
Ülkenin birinde kralın, dalkavukları yüzünden düştüğü hali hikâye eden kıssayı bilmeyen yoktur. Hikâyede; kendini çok beğenmiş bir krala, terzi olduklarını söyleyen iki dolandırıcı sadece akıllıların görebileceğini iddia ettikleri bir giysi sunarlar. Kral da akılsız olduğunu kabul edemediği için, bu olmayan kıyafeti çok beğendiğini söyler ve giyer. Ancak ortada kıyafet yoktur. Kral bu şekilde halkın huzuruna çıkar, fakat halk korktuğu için ağzını açamaz ve abartılı övgüler yağdırır. Düşüncesini gizlemeyen bir çocuk hariç: "Kral çıplak!"
Hikâyeden çıkarılabilecek derslerden birine benzeyen nitelikte bir uygulama günümüz personel performansını değerlendirme sisteminde görülmektedir. Yöneticilere çalışanların performansı hakkında birçok kaynaktan sağlanan veriler sayesinde geniş bir perspektif sunması amacıyla geliştirilen 360 derece performans değerleme sistemi (PDS), verilerin doğruluğu ve güvenilirliği bakımından ihtiyacı karşılamak üzere ortaya çıkmıştır. Bu performans değerleme sistemi ile değerlendirilen kişi hakkında elde edilen bilgiler, çalışanın görev icabı ilişkide olduğu (astları, üstleri, ayı seviyede çalıştığı iş arkadaşları, kendisi, müşterileri vb.) herkesten gelmektedir. Bu sebeple 360° PDS işgörenlerin sadece üstleri tarafından değerlendirildiği geleneksel performans değerlendirme yöntemlerine göre daha objektif ve daha güvenilir bir yöntem olarak görülmektedir.
Sadece üstün astı değerlendiği yöntemlerde objektifliğine ve güvenilirliğine inanılmayan geribildirimlerin çalışanların gelişimine pek katkısı olmadığı ortaya çıkmıştır. Şöyle ki örgütlerde kurulan klasik değerleme sistemlerinde geribildirim veren tek kaynak nezaretçidir. Personel eğer nezaretçisinin taraflı ve önyargılı olduğuna inanıyorsa, söylenenlerde haklılık payı bile bulunsa, ondan gelecek geribildirimin hiçbir geliştirici değeri olmamaktadır. Aynı zamanda çalışan tutumu anketleri, sadece amirlerden alınan geribildirimin genellikle gelişim yerine değerlendirmeye odaklanma eğiliminde olduğunu göstermektedir. Ayrıca sadece üstün astı değerlendirdiği örgütlerde, çalışanların değerlendirmeyi yapan üst yönetime karşı hoş görünme çabalarına girdikleri ve bu doğrultuda başarısızlıklarını gizleme eğilimlerini arttırdıkları gözlemlenmiştir.
360° PDS yalnızca birçok kaynaktan değerlendirme yapılmasını değil aynı zamanda elde edilen sonuçların değerlendirilen bireye bildirmeyi ve bu doğrultuda gelişim planı oluşturmayı içermektedir. Sistemin çalışanın da aktif rol aldığı bir gelişim planı oluşturma sürecini içermesi; örgütte hedef belirleme sürecinin beraberce yapılmasını sağlamakta bu da çalışanların hedeflerine ulaşmasını kolaylaştırmakta aynı zamanda örgüt içerisinde herkesin aynı dili konuşmaya başlamasına yol açmaktadır. Dengeli ve kapsamlı performans resmi sağlayan 360° PDS çalışanların gerek yöneticiler, gerekse iç ve dış müşteriler ile iletişimini daha biçimsel hale getirir. Artan iki yönlü iletişimler ise sorunların daha hızlı çözülmesini sağlar. Nitekim astları ile iletişimi güçlenen yöneticiler çalışma gruplarını daha yakından tanıma olanağı yakalar, gelişme olanaklarına ve birim ihtiyaçlarına daha güvenilir ve daha hızlı ulaşır. Bunun yanında sürece müşterilerin de dâhil edilmesi müşteri beklentilerini ortaya çıkarır, yeni fikirlerin üretilmesine katkı sağlar. Ayrıca bu durum örgütlerin artan rekabet ortamında piyasa eğilimlerini önceden keşfetmesine yardımcı olur.
O halde şöyle toparlamak gerekirse 360° performans değerlendirme sonucu alınan geri besleme bilgisi; çalışanların neyi öğrenmeye ihtiyacı olduklarını göstererek bireysel öğrenmeyi arttırır. Aksaklıkları zamanında giderebilme imkânı vererek sürekli iyileştirmenin güvencesini oluşturur. Müşterilerin istek ve beklentilerine örgütün uyum sağlamasını kolaylaştırır. Çalışanlar arasında iletişimi iyileştirerek takım çalışması ortamı yaratır. Sistemi sürekli olarak geleceğe ve örgütsel vizyona yönlendirir.
Yalnız sistem kurulurken dikkat edilmesi gereken bazı hususlar bulunmaktadır. Araştırmalar göstermiştir ki herkes yapıyor, biz de deneyelim mantığıyla, ince eleyip sık dokumadan 360°PDS’yi uygulamaya kalkan örgütler umduklarını bulamamaktadır. Sistem ilk etapta performansa dayalı ücretlendirme için kullanılmamalı, bunun yerine örgüt stratejisini ve amacını açıkça destekleyen bireysel ve örgütsel gelişim için kullanılmalıdır. Nitekim sistemi; değerlendirme, performansa dayalı ücretlendirme gibi yerlerde başarıyla uygulayan şirketler zaten geribildirimin alışılmış olduğu, daha açık kültüre sahip olan örgütlerdir.
Sistem kurulurken sistemin örgütsel amaçlarla uyumlu olarak biçimlendirilmesi, geribildirim alınacak ve verilecek bireylerin eğitilmesi, çalışanlar ve yöneticiler gibi kullananlar tarafından ortaklaşa oluşturulması sağlanmalıdır. Veri kaynaklarının, kesin olarak gizliliğinin ve güvenliğinin garanti edilebilmesi için her bir değerlendiricilerin değerlendirilen kişiyle en azından dört ya da beş ay birlikte çalışmış olması ve en az dört kişiden oluşacak şekilde, yöneticilere ve çalışanlara anlamlı ve yararlı geribildirim sağlayabilecek, değerleme takımının seçilmesi gerekmektedir. Bunların yanında 360° PDS kurulurken bu uygulamayı destekleyen en üst kademeden en az bir yönetici bulunmalıdır. Çünkü deneyimler göstermiştir ki yönetimin sahiplenmediği hiçbir çalışma başarıya ulaşamamaktadır.  Son olarak kriter seçiminde sadece iş verimi değil, aynı zamanda çalışan davranışları da gözönüne alınmalıdır. Sistemde temel olarak değerlendirilecek kriterler hakkında birçok yazar farklı görüş sunsa da genel olarak 8 temel yetkinlik bulunmaktadır. Bu yetkinlikler; iletişim, liderlik, değişimlere uyabilirlik, insanlarla ilişkiler, görev yönetimi, üretim ve iş sonuçları, başkalarının yetiştirilmesi ve personelin geliştirilmesidir. Değerlendirilen yetkinliklerden de görüldüğü gibi 360° PDS daha çok yönetimin etkinliğini ölçme konusunda kullanılmakta yönetim kadrosundaki kişilerin çok kaynaktan geribildirim alarak yönetsel olarak ne derece etkili oldukları konusunda bilgi edinmelerine ve gelişim ihtiyacı olan yönleri ile ilgili farkındalık yaratılmasına avantaj sağlamaktadır. Bu nedenle söz konusu sistem örgütte başka performans değerlendirme sistemleriyle beraber kullanılabilmekte ve sadece belli gruplar üzerinde de uygulanabilmektedir.
Türkiye’de yapılan uygulamalar incelediğinde ise 360°PDS’nin örgütlere sağladığı rekabet avantajlarının yanı sıra örgütsel adaleti, çalışanların; örgütsel bağlılığını, iş başarısını ve verimliğini arttırmış olduğu görülmüştür. Yalnız bu genellemeleri her örgüt yapısı için yapmak yanlış olacaktır. Nitekim bazı çalışmalarda söz konusu sistemin çalışanların iş başarısını etkilemediğine dair sonuçlara da ulaşılmıştır.
O halde şöyle söylemek gerekirse günümüzde her alanda uygulanmaya başlayan performans değerlendirme sistemi insan kaynakları yönetim faaliyetlerinin daha sağlıklı yürütülmesi için girdi sağlamakta, sürekli kaliteyi geliştirme ve sürekli iyileştirme faaliyetlerinde çalışanların geliştirilmesi gereken yönlerinin tespit edilmesinde yardımcı olmaktadır. Bunların yanında performans değerlendirme çalışanların örgütün amaçları doğrultusunda hareket etmelerini sağlamakta, değerlendirme sonuçları doğrultusunda geribildirimlerle de işgörenleri eksik ve güçlü yönleri hakkında bilgilendirerek bireysel öğrenmeyi teşvik etmektedir. Yönetsel faaliyetlere katkısının yanı sıra örgütler 360 PDS’ye, örgütsel öğrenme kapasitelerini arttırmak, çalışanların; verimliliğine, örgütsel bağlılığına, iş tatmine ve başarısına katkıda bulunmak için de geçebilmektedir.
Unutulmadır ki kapalı kapılar ardında yapılan, çalışanlara hangi yönlerinin güçlü hangi yönlerinin geliştirilmesi gerektiği hakkında güvenilir geribildirimler vermeyen performans değerlendirme yöntemleri çalışanların gelişimine katkıda bulunmayacaktır. Tüm bu sayılanlar doğrultusunda günümüz modern anlamdaki performans değerlendirme sistemindeki anlayış 360 derece performans değerlendirmeyi gündeme getirmektedir.